EKMEK DAĞITIMI



Mahalle aralarında yoksullara yardım eden, ekmek dağıtan gönlü zengin insanları muhakkak duymuşuzdur. Hiç şüphesiz Somuncu Baba buna verilebilecek en güzel örneklerden biri... Ankara'da yaşayan Fatma ve Necat Bilezikçi çifti de işte bu insanlardan. Çünkü onlar bu iyilik hareketini aileden gördükleri bir edep çerçevesinde, her günlerini ihtiyaç sahiplerine yardım ederek geçriyor. "Bugün başka işim var onu hallederim" demeden sabahın erken saatlerinde kalkıp gece yarılarına kadar arabalarıyla ekmek, poğaça, simit, erzak, et dağıtıyorlar.

Ankara'da kayınpederinin başlattığı iyilik hareketini devam ettiren 62 yaşındaki emekli Nejat Bilezikçi, fırınlarda ve simitçilerde satılmayan ekmekleri, simitleri ve poğaçaları toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere dağıtıyor.

Bilezikçi'nin kayınpederi Hacı Raşit Ünal, 20 yıl önce bir fırıncının satılmayan ekmekleri çöpe attığını görünce israfı önlemek amacıyla yoksul ailelere dağıtmaya başladı ve bunu 10 yıl sürdürdü.

Ünal'ın 2009 yılında vefat etmesinin ardından damadı Bilezikçi, "mirası" devraldı.

Necat Bilezikçi mahalledeki çocukları eğitim alacakları mekâna getirdikten sonra, sabahleyin arabasına yüklediği ekmekleri dağıtmaya başlıyor. Saatler on buçuğu gösterdiğinde kendisini dört gözle bekleyen mahallelere doğru arabasını hareket ettiriyor.

Bilezikçi ailesinin arabalarının kendine has bir siren sesi var. Bu ses aynı zamanda sevginin, iyiliğin, mutluluğun sesi. Siren açılıp arabanın sokağa girmesiyle birlikte, görülmeye değer bir ân yaşanıyor. Kadınlar, çocuklar ve tüm ihtiyaç sahipleri arabanın etrafına toplanıyor. İnsanlar toplandıktan sonra da Bilezikçi ailesi, ekmekleri itinayla ve büyük bir istekle dağıtmaya başlıyor. Açılan poşetler, ekmek ve simitle doldurulunca herkes mutlu ve minnettar bir şekilde evine dönüyor.

Necat Bey bazı ailelerin ekmeklerini kapılarının önüne kadar götürüp teslim ettiğini söylüyor. Bunu yapmasındaki amaç ise çok etkileyici: “Bazı aileler kalabalık ve ekmeğe ihtiyaçları normal bir aileden daha fazla. Fakat buna rağmen gelip almaya çekiniyorlar. Bazıları da yaşlı… Onlar da her zaman dışarı çıkamıyor. Bu sebeple birkaç günde bir evlerine kadar gidip ekmeklerini teslim ediyorum.”

Necat Bey’i tanıyıp yardımseverliğini gören bazı fırıncılar ise bu iyiliğe ortak olmak için ona taze ekmek vermeyi teklif ediyorlar. Her akşam sıcacık ekmekleri pişirip Necat Bey’i arıyorlar. O da bu ekmekleri alıp ihtiyacı olan ailelere dağıtıyor. Taze ekmekleri gören aileler ise dünyanın en güzel yiyeceğini almış gibi seviniyorlar. Fatma Bilezikçi ekmeği alan kişilerin “Benim evim şimdi dünyanın en zengin evi oldu.” diyerek mutluluklarını dile getirdiklerini söylüyor.

Fatma ve Necat Bilezikçi başkası mutlu olduğu zaman mutlu oluyor ve yardıma muhtaç birinin bir ihtiyacı olduğu zaman, o ihtiyacı karşılanana kadar gözlerine uyku girmiyor.

Onların gece gündüz düşündükleri tek şey, iyilik adına yapabildikleri arasına yenilerini ekleyebilmek ve babalarından aldıkları bu vazifeyi zamanı geldiğinde çocuklarına devredebilmek. İyilik yapmak için beklememek gerektiğini söyleyen Necat Bilezikçi, “Gücün neye yetiyorsa elinden ne geliyorsa bismillah deyip iyilik yapmaya başlanması gerekiyor.” Ve ekliyor: “Allah iyilik yapanı sever.”

Nejat Bilezikçi AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekmek, simit ve poğaça dağıtım işini severek yaptığını belirtti. Çevresindeki çoğu insanın bu hizmetin her gün yapıldığına inanamadığını söyleyen Bilezikçi, bazı kişilerin kendisine gıptayla baktığını dile getirdi.

Bilezikçi, yaptığı hizmetten dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Çünkü israfı engelliyorsunuz, ihtiyaç sahiplerine götürüyorsunuz. Rabb'im herkese nasip etsin, gerçekten çok güzel bir iş. Hiç yorulmak yok, aksine enerjinize öyle bir enerji katıyor ki o insanların mutluluğu. Öyle motive ediyor ki sizi, yorulmak falan ne ki... Topladığımız binlerce ekmek ve poğaçayla her ay çok sayıda insanın ihtiyacını gidermiş oluyoruz. Bu bambaşka bir iş. O mutluluğu, gözlerdeki parıltıyı görmek ve bu duyguyu yaşamak lazım."

"İsrafı engellemiş oluyoruz"

Nejat Bilezikçi'nin eşi Fatma da babasından sonra eşinin bu hizmeti devam ettirmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Ekmek o kadar önemli bir şey ki bunu yaşadıkça, o kesimlere gidip geldikçe hissedip gördük. Bu sayede israfı da engellemiş oluyoruz." diye konuştu.


Fırın sahiplerinden Fatih Doğan da ekmeklerin kimlere dağıtıldığını bizzat gidip gördüğünü anlatarak, "Gerçekten çok ihtiyaç sahibi insanımız var. Yardımlar tam adrese ulaşıyor. Biz de elimizden geldiği kadar Allah için yardımcı olmaya çalışıyoruz." dedi.